Dünya tarihinin akışını değiştiren, çağ kapatıp çağ açan, Hz. Muhammed'in övgüsüne mazhar olan Fatih Sultan Mehmed komutasındaki Osmanlı İmparatornluğu'nun İstanbul'u fethinin 567. yılı, kutlanıyor.Dünya tarihinin akışını değiştiren, çağ kapatıp çağ açan, Hz. Muhammed'in övgüsüne mazhar olan Fatih Sultan Mehmed'in İstanbul'u fethinin 567. yılı, kutlanıyor.  

İstanbul’un Fethi Etkinlikleri

Fatih Sultan Mehmet’in İstanbul’u fethetmesi nedeniyle kutlanan 29 Mayıs’ta çeşitli etkinlikler düzenlenecek. İstanbul Büyükşehir Belediyesi tarafından İstanbul’un Fethi’nin 569. yıldönümü, İBB tarafından ücretsiz gerçekleşecek organizasyonlar kapsamında düzenlenecek ve Teoman ve Pinhani sahneye çıkacak. Mehter gösterisi, drone ve video mapping şov ile İstanbul’un Fethi festival havasında kutlanacak.

İBB’den yapılan açıklamaya göre Fatih Sultan Mehmet Han’ın fetih öncesinde ve sonrasında ordusuyla silinmez izler bıraktığı Anadolu yakası bugüne kadarki en büyük fetih kutlamasına ev sahipliği yapacak.

Peygamberin müjdesine nail olan ve muzaffer komutan Fatih Sultan Muhammed Han’ın şanlı Osmanlı ordusunu kutlu asker yapan büyük zaferin 569. yıldönümü kapsamında Fetih kutlamaları 29 Mayıs Pazar günü saat 18.30’da Maltepe Orhangazi Şehir Parkı’nda başlayacak.

Kutlamalarda Teoman ve Pinhani sahne alacak. Fetih kutlamasında, video haritalama ve drone gösterisiyle unutulmaz bir ışıklı görsel şov da yapılacak. İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu binlerce İstanbulluyla birlikte kutlamalara katılacak.

Cumhurbaşkanı Erdoğan Atatürk Havalimanın’da temel atacak

Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, İstanbul’un Fethi’nin 569. Yıldönümünü 29 Mayıs’ta Atatürk Havalimanı’nda kutlanacağını ifade etti. Burada ağaç dikme ve Millet Bahçesi temeli atılacak. 29 Mayıs Pazar günü saat 13.30-17.30 saatleri arasında ‘Atatürk Havalimanı Millet Bahçesi Fidan Dikimi’ etkinliği için düzenlenecek.

Yeşilköy Atatürk Havalimanında gerçekleştirilecek etkinlikler kapsamında mehter takımı ve Yeniçeriler olacak ve Türk Yıldızları gösteri uçuşu gerçekleştirecek. Programda ayrıca, Esat Kabaklı ve Yücel Arzen konseri de yer alıyor.

istanbul'un Fethi tarihi anlar...

İstanbul’un Fethi; 6 Nisan 1453 – 29 Mayıs 1453 tarihleri arasında, 53 gün süren yoğun bir kuşatmanın sonucunda Osmanlı Devleti padişahı II. Mehmed komutasındaki Osmanlı ordusunun Bizans İmparatorluğu’nun başkenti olan İstanbul’u ele geçirmesiyle sonuçlanan bir zaferdir.

29 Mayıs aynı zamanda 1936’da Türk Bayrağı kanunun TBMM’de kabul edildiği tarihtir. Bu kapsamda önemli ve anlamlı bir tarih olan 29 Mayıs Fatih’in İstanbul’u fethetmesiyle birlikte Orta Çağ’ın son günü ve Yeni Çağın başlangıcıdır.

Hazreti Muhammed'in müjdesine mazhar olan İstanbul, 569 yıl önce 29 Mayıs'ta Fatih Sultan Mehmed'in kumandasındaki Osmanlı Devleti tarafından fethedildi.

İstanbul; Roma, Bizans ve Osmanlı İmparatorluğu gibi üç imparatorluğa başkentlik yaptı. İstanbul, "İkinci Roma", "Yeni Roma", "Byzantion", "Konstantinopolis" ve "Konstantiniyye" olarak adlandırıldı.

Yenikapı kazılarıyla yerleşim tarihi 8 bin yıl öncesi, yani neolitik döneme kadar giden İstanbul, milattan sonra 4. yüzyılda Roma İmparatoru Büyük Konstantin tarafından Doğu Roma İmparatorluğu'nun başkenti olarak seçildi. Kentte 6 yıl boyunca surlar genişletildi, tapınaklar, resmi binalar, saraylar, hamamlar ve hipodrom inşa edildi.

Ortodoks Hristiyanların en önemli merkezi haline gelen İstanbul, Hazreti Muhammed'in "İstanbul (Konstantiniyye) muhakkak fethedilecektir. Onu fetheden komutan ne güzel komutandır. Onu fetheden ordu ne güzel ordudur." hadisinin ardından İslam dünyası için de fethedilmesi gereken önemli bir şehir olarak adını duyurdu.

İstanbul, İslamiyet'in Orta Doğu'ya hakim olmasıyla Hristiyan dünyasının doğudaki siyasi merkezi oldu. Aynı zamanda Doğu'nun zenginliklerine ulaşma, mukaddes şehir Kudüs'ü ele geçirme gibi ideallerin başlangıç noktası haline gelen İstanbul, 1204'te Haçlı Seferi için yola çıkan Latin istilasına da uğradı.

Gördüğü ilgi nedeniyle İstanbul, Müslümanlar için Batı'nın, Hristiyanlar için ise Doğu'nun eşiği haline geldi.

Hazreti Muhammed'in övgüsüne mazhar olmak için Emeviler döneminde Konstantiniyye'ye 3 büyük sefer düzenlenirken bir diğer sefer ise 781-782'de Abbasiler tarafından gerçekleştirildi. Özellikle bazı sahabelerin de katılımıyla gerçekleşen Muaviye bin Ebu Süfyan komutasındaki ilk İstanbul kuşatması daha sonraki dönemlerde silinmeyecek izler bıraktı.

Hz. Peygamber'i Medine'ye hicreti sırasında evinde misafir eden Ebu Eyyüb el-Ensari'nin bu kuşatmaya katılarak surlar önünde vefatı 1453'teki fethe kadar uzanan yolda İslam dünyası için önemli bir motivasyon kaynağı oldu.

Tarihteki İstanbul kuşatmaları

Dünyanın gördüğü en muazzam kuşatma ve savunmalara tanıklık eden İstanbul, 1453'ten önce farklı kavim ve medeniyetler tarafından onlarca kez kuşatıldı.

Milattan önce Makedonya Kralı Phillippe, Roma İmparatoru Septim Severus, milattan sonra İran Hükümdarı Keyhüsrev, Avar Türkleri, Emeviler, Abbasiler, I. ve II. Bulgar İmparatorluğu, Ruslar, Kiev Knezliği, Haçlılar, İznik İmparatorluğu, Venedikliler, Cenevizliler, Osmanlılar şehri kuşattı.

Bunların yanı sıra Atilla'nın, Vikinglerin ve Gotların da kenti kuşattığı bazı kaynaklarda yer alıyor. Son kuşatma ise 1453'te Osmanlıları imparatorluğa taşıyan Sultan 2. Mehmed tarafından gerçekleştirildi.

Fethe giden yol

Sultan 2. Mehmed tahta geçtiği zaman, İstanbul'un fethi için öncelikle deniz yardımının kesilmesi gerektiği düşüncesiyle Sultan Yıldırım Bayezid'in yaptırmış olduğu Anadolu Hisarı'nın karşısına 1452'de Rumeli Hisarı'nı yaptırdı.

Bu hisar, Tuna Nehri ile Karadeniz'den gelecek yardımı önlemeyi amaçlıyordu. İstanbul'un yüksek ve kalın surlarını yıkmak amacıyla devrin önemli mühendislerine büyük toplar döktürüldü.

Sultan 2. Mehmed, Şubat 1453'te dökülen topların İstanbul önlerine götürülmesini emretti. Karaca Paşa komutasındaki 10 bin kişilik ordu, öncelikle İstanbul yakınındaki Vize, Silivri ve Ayastefanos kalelerini kuşattı. Nisan ayına gelindiğinde 2. Mehmed, eyalet ve sancaklara orduya katılmaları için haber gönderdi ve 5 Nisan 1453'te Osmanlı ordusu, 2. Mehmed'in komutasında İstanbul'a hareket etti.

Fatih'in yanında hocaları Akşemseddin, Molla Gürani ve Akbıyık gibi isimler de yer alıyordu. 6 Nisan 1453'te 10 bin sipahi Maltepe civarını tuttu. Sultan 2. Mehmed de Anadolu ve Haliç'i tutmuştu. Zağanos Paşa Pera'yı fethederek, Galata üzerine yürüdü. Aynı gün Sultan 2. Mehmed, Mahmut Paşa'yı elçi olarak Bizans İmparatoru'na gönderdi ancak barış teklifi kabul edilmedi.

Savaşın seyrini değiştirecek hamle: Gemilerin Haliç'e indirilmesi

Sultan 2. Mehmed, 6 Nisan 1453'te İstanbul kuşatmasına başladı. Osmanlı ordusu kenti karadan ve denizden kuşatma altına alırken, ordu surlarda gedikler açtıkça Bizanslılar surları yenileyerek, Osmanlıların şehre girişine izin vermedi.

Osmanlı donanmasının Bizans'a yardıma gelen Ceneviz ve Venedik gemilerine engel olamaması, kuşatmaya karşı olan yöneticilerin hoşnutsuzluklarını dışa vurmalarına yol açtı. Haliç ile Karaköy arasına çekilen zincir nedeniyle Osmanlı donanmasının Haliç'e girememesi, savaşın yönünü Osmanlı aleyhine çeviriyordu.

Bu gelişmeler üzerine Sultan 2. Mehmed, savaşın seyrini değiştirecek hamlesine başvurarak 21 Nisan'ı 22 Nisan'a bağlayan gece 72 parça kadırganın karadan yürütülerek Haliç'e indirilmesi emrini verdi.

Bir gece içerisinde Haliç'e indirilen donanma, 22 Nisan'da Haliç'ten ateşe başladı. Bizanslılar gördükleri karşısında büyük şaşkınlık yaşarken donanmanın Haliç'e indirilmesine inanamıyordu.

Sultan Mehmed, son büyük hücumdan önce 24 Mayıs'ta İsfendiyaroğlu Kasım Bey'i elçi olarak imparatora göndererek şehri teslim etmesini istese de anlaşma sağlanamadı.

Gemilerin Haliç'e indirilmesi ile savaşın seyri Osmanlılar lehine dönerken, Sultan 2. Mehmed, 29 Mayıs'ta büyük taarruz için emir verdi. 29 Mayıs'ta günün ilk ışıkları ile başlayan taarruzla, surlar aşıldı.

29 Mayıs 1453'te kapıları açılan İstanbul, Sultan 2. Mehmed'in önderliğindeki Osmanlı birlikleri tarafından fethedildi. Hazreti Peygamber'in övgüsüne mazhar olarak "Fatih" unvanını alan Sultan 2. Mehmed, büyük bir hoşgörü ile şehri yağmalatmazken, fethin nişanesi olarak da Ayasofya'yı camiye dönüştürdü.

Hedeflerini ilmik ilmik ördü

Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü Dr. Öğretim Üyesi İlhami Danış, başarısız geçen ilk hükümdarlık döneminin Sultan II. Mehmed'in hayatını şekillendirdiğini ve ikinci şehzadelik döneminde ise bu tecrübe üzerine hedeflerini planladığını söyledi.

Sultan Mehmed'in ikinci şehzadelik döneminde birçok değerli isimden iyi bir eğitim aldığını ve Roma, Avrupa tarihi, kültürü ve sanatı hakkında bilgi edindiğini ifade eden Danış, şunları anlattı:

"İkinci şehzadelik dönemi, yeniden tahta geçeceği süreye kadar Sultan Mehmed'in hedeflerini ilmik ilmik ördüğü dönem olmuştur. Hedeflerini planlayıp kadrosunu oluşturduğu bir süreçte İstanbul’un fetih planlarını da hazırladı. Çünkü en büyük hedefi dünya tarihinde söz sahibi olan bir hükümdar olmaktı. Roma'nın mirasına hükmetmek istiyordu. Bunun ilk adımı da Doğu Roma'ya yani İstanbul'a sahip olmaktı. Bu niyetini de 1451'de ikinci defa tahta geçtiği zaman kendisine gelen Bizans elçilerine 'Gidiniz efendinize söyleyiniz, şimdiki Osmanlı padişahı eslafına asla benzemez, şimdi benim iktidarımın vasıl olduğu yerlere onların amali bile yetişmemiştir.' sözleriyle ifade etmiştir."

Osmanlı Devleti'nin Anadolu'dan Rumeli'ye ve Avrupa'ya geçişlerinin büyük ölçüde Gelibolu üzerinden olduğunu ve bu sebeple İstanbul'un hem lojistik hem de stratejik anlamda önemli bir hedef olduğunu belirten Danış, hem Avrupa'ya yönelik fetihlerin devamı hem de Akdeniz ve Karadeniz arasındaki trafiği kontrol için fethin önemli olduğuna işaret etti.

Fatih'in öncelikle bürokrasi içinde fethe dair çekinceleri ortadan kaldırmak için çalıştığını ifade eden Danış, önde gelen devlet adamları, vezirler, beyler, askerler, ulema ve şeyhlerle geniş katılımlı toplantılar yaparak İstanbul'un fethinin gerekliliğini anlattığını dile getirdi.

"Atından inip şükür secdesi yaptı"

Danış, fetih için yapılan diğer hazırlıkları şöyle sıraladı:

"Rumeli Hisarı'nın inşa edilmesi. Sultan Mehmed'in İstanbul ve çevresinin detaylı harita ve planlarını çıkartarak, konuşlanma ve taarruz alanları ile lağım kazılacak bölgeleri tespit etmesi. Gelibolu'da İstanbul'un fethinde kullanılacak yeni kuşatma gemileri inşa edilmesi. Mimar Muslihiddin ve Saruca ile Macar asıllı Urban idaresinde Edirne'de büyük toplar dökülmesi. Kimi rivayetlere göre elli veya altmış çift öküz tarafından çekilen şahi topunun askerler, arabacılar, kazmacılar, yol ustaları eşliğinde İstanbul'a doğru yola çıkarılması. İstanbul muhasarası sırasında sorun çıkarabilecek Karadeniz ve Marmara kıyısında yer alan civar yerleşimlerdeki Bizans kuvvetlerinin Karaca Bey tarafından temizlenmesi."

Savaş sırasında yapılan en önemli hamlelerden ilkinin 21 Nisan'ı 22 Nisan'a bağlayan gece 72 geminin Tophane'den Kasımpaşa'ya indirilmesi olduğunu ifade eden Danış, bu olay neticesinde Bizans surlarından Haliç'e bakan halk ve askerlerin büyük bir şok yaşadığını kaydetti.

Bir diğer önemli hamlenin ise fethi getiren son hücum olduğunu vurgulayan Danış, şunları aktardı:

"Osmanlı ordusu 29 Mayıs günü sabah namazı ile birlikte tüm surlar boyunca yoğun ve planlı bir saldırıya başladı. Top atışı ile başlayan hücum, yoğun dumanlar arasında surlara tırmanan askerlerin şehre giriş çabaları ile devam etti. Son yıkıcı darbeyi indiren bizzat Sultan II. Mehmed'in başında bulunduğu Yeniçeriler oldu. Ve nihayetinde saldırının en yoğun yaşandığı Topkapı bölgesinde top ateşi ve lağım patlaması sonucu yıkılan surlardan Osmanlı askerleri şehre girdi. Karadan ve denizden İstanbul'a giren Osmanlı ordusu Aksaray'da birleşip Ayasofya'ya doğru ilerlediler. Son saldırıyı atı üzerinde takip eden hatta surlara kadar gelip bizzat savaşı yöneten Sultan Mehmed, askerlerinin şehri ele geçirmesinden sonra atından inip şükür secdesi yaptı."

Yeni bir imparatorluğun doğuşu

İstanbul 29 Mayıs Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Feridun Emecen da İstanbul'un stratejik konumu ve dini açıdan Hristiyanlar ve Müslümanlar için büyük önem taşıdığını ifade etti.

Hazreti Muhammed'in hadisi ile müjdelenmiş şehir olan İstanbul'la ilgili Müslümanlarda mutlaka alınması gerektiği inancının hakim olduğunu belirten Emecen, "Fatih Sultan Mehmed'in İstanbul'u almasıyla yeni bir imparatorluğun doğuşu gündeme geldi. Fatih, Osmanlı İmparatorluğu'nun bir bakıma kurucusudur bunu da İstanbul'u fethederek yaptı. O yüzden bir dönüm noktası olan fetih, Türk tarihi bakımından büyük önem taşıyor." dedi.

Emecen, İstanbul'un fethinin Batı dünyasında korkuyla karşılık tehdit algılamasına ve yeni bir Haçlı ordusu çağrısına yol açtığını, İslam dünyasında ise Memlük idaresi hariç genel bir sevinçle karşılandığını belirtti.

Fetih dolayısıyla Avrupa'da büyük bir endişe yaşandığını ancak Türk tehlikesi üzerine konuşulmaktan, Hristiyanlık için endişelenmekten öte ciddi bir adım atılamadığını belirten Emecen, şu ifadeleri kullandı:

"Aksine yavaş yavaş Türklerin Batı'ya ait olduğu yolunda efsanevi bilgiler üretilmeye, Truvalıların soyundan geldikleri için Roma ve Yunanların Truva'ya karşı yaptıkları vahşetin intikamını almak üzere harekete geçtiklerine inanılmaya başlandı. Bununla beraber Konstantinopolis'in ıstırabını ve gözyaşlarını konu alan mersiyeler, ağıtlar bütün Avrupa'ya yayıldı ve bunlar kamuoyu üzerinde derin etkiler bıraktı."

Emecen, Doğu'da, yani İslam dünyasında ise Batı'daki hayal kırıklığıyla ölçüşebilecek nispette büyük gösteriler olmadığını aktardı.

Anadolu'da fethin Karamanoğlulları dışında genel olarak memnuniyetle karşılandığını ifade eden Emecen, Fatih Sultan Mehmed'in fethi Karakoyunlu hükümdarı Cihanşah, Memluk Sultanı İnal, Mekke emirine birer Fetihname ile bildirdiğini söyledi.

Fetih haberinin Kahire'de halk ve ulema tarafından coşkuyla karşılandığını belirten Emecen, Memluk Sultanı'nın ise hediye gönderip tebrikte bulunsa da mektubunda Fatih'e karşı övücü ibarelerden kaçındığını aktardı.

Hicaz'da fetih haberinin büyük coşkuyla karşılandığını ve Mekke emirinin Fetihname'yi Kabe önünde okuttuğunu dile getiren Emecen, emirin cevabi yazısında ise Fatih Sultan Mehmed'e övgü dolu sözlerde bulunduğunu kaydetti.

Çorlu'da silahlı saldırıda hayatını kaybetti! Teknik Direktör Ersin Aka öldürüldü Çorlu'da silahlı saldırıda hayatını kaybetti! Teknik Direktör Ersin Aka öldürüldü

Karakoyunlu hükümdarı Cihanşah'n da gönderdiği yazıda memnuniyetini bildirip Fatih'i övdüğünü ifade eden Emecen, ona "Şahlar şahı", "Hilafetin incisi", "Zamanın kahramanı", "Hükümdarların önderi" gibi övgü dolu sözlerde bulunduğunu aktardı.

Fatih'in gizli projesi

Emecen, gemilerin karadan yürütülerek Haliç'e indirilmesi hadisesinin bir efsane değil kaynaklarla sabit bir gerçek olduğunu ifade etti.

Kaynaklarda, fetihten bir sene kadar önce Rumeli Hisarı inşası sırasında Haliç ile İstanbul Boğazı arasındaki arazinin etüdünün yapıldığını bildiren Emecen, hazırlıkların o dönemde başladığını vurguladı.

Kaynaklarda Haliç'e donanma indirilmesi işinin çok önceden planlandığına dair ayrıntılar bulunduğunu belirten Emecen, şöyle konuştu:

"Mesela, Sırp despotunun tünel kazmak için gönderdiği adamlar arasındaki bir Sırp madenci Rumeli Hisarı inşa edilirken sultanın kıyıya yakın bir ormanda 30 gemi inşasını başlattığını, sonra dağdan yukarıya yol kazıldığını belirtir. Fethe şahit olan ve Fatih'in tarihini yazan Tursun Bey de daha kuşatmanın başlarında gemilerin ve kayıkların Boğaz denizinden karaya alındığını yazar. Bu ve benzeri önemli deliller gemilerin karadan yürütülme işinin büyük ve gizli bir proje olarak II. Mehmed tarafından çok önceden planlanmış olduğuna şüpheye yer bırakmaktadır."

Şehri yeniden ihya çalışmaları

Prof. Dr. Emecen, gemilerin karadan yürütülerek Haliç'e indirilmesiyle ilgili ayrışılan noktanın ise gemilerin hangi güzergah üzerinden taşındığı konusunda olduğunu kaydetti.

Fatih Sultan Mehmed'in payitaht yapacağı şehrin durumuna özel önem verdiğini ifade eden Emecen, 1204'teki Latin istilası sırasında şehrin uğradığı yağma ve tahribatın son Osmanlı ile kıyaslanamayacak ölçüde ağır olduğunu ve izlerinin fethe kadar silinemediğini vurguladı.

Fatih'in şehri ihya etmek için öncelikle iskana önem verdiğini belirten Emecen, şehri nüfusça desteklemek için bir kısmının fidyelerini kendisi ödediğini, vergi muafiyetleri getirdiğini, ayrıca çeşitli kentlerden Rum, Yahudi ve Müslümanları taşıyarak iskan ettiğini aktardı.

Editör: TE Bilişim