Duran T., "Bu yapıya Allah, Kuran diye gittik, ama hainlik çıktı. Sohbetleri atladığımızda 'şefkat tokatı yersiniz' derdiler ama en büyük tokatı biz yedik" dedi.
Darbe girişimi sonrası Erzurum Kriminal Polis Laboratuvar Müdürlüğü'nde görev yapan komiser Duran T., hakkında henüz başlanılmış bir soruşturma yokken 7 Kasım 2016'da Erzurum Cumhuriyet Başsavcılığına başvurarak 1994 yılından itibaren FETÖ/PDY terör örgütü yapılanması içerisinde olduğunu bildirdi. Daha sonra meslekten ihraç edilen Duran T. ve eşi Safiye T. hem emniyette hem de savcılıkta FETÖ/PDY yapılanması ile ilgili bilgiler verdi.
Önceki yıllarda görev yaptığı Sivas, Kayseri ve Bursa'da çalıştığı dönemde sohbet toplantılarına katılan kişileri tek tek açıklayan Duran T. son olarak Erzurum'daki örgüt içerisindeki Emniyet mensupları ve imamların deşifre olmasını sağladı.
Örgüt yöneticilerini de açıklayan ve haklarında soruşturma başlatılmasını sağlayan çift hakkında 2'nci Ağır Ceza Mahkemesi'nde dava açıldı. Duran T. ve Safiye T. hakkında 'silahlı terör örgütüne üye olmak' suçundan 15 yıla kadar hapis cezası istendi ve verilecek cezada etkin pişmanlık hükümlerine göre indirim yapılması talep edildi.
'HİMMETİ KESTİĞİM İÇİN SORULARI VERMEDİLER'
Duran T. iddianamede de geçen ifadesinde 1 Şubat 1995 yılında ilk görev yeri olan Sivas'a atandığında FETÖ/PDY'ye ait evde kalmaya başladığını söyledi. Evlendikten sonra himmet vermeyi kestiğini belirten Duran T., 2004 yılı Eylül ayında komiser yardımcılığı sınavına girdiğini anlattı. Himmet vermeyi kesince bulunduğu grup ile arasının açıldığına işaret eden Duran T., bulunduğu grupta kendisi ile birlikte Mahmut, Sebahattin, Engin, Osman isimli kişilerin de sınava girdiğini ve hepsinin kazandığını söyledi. Duran T., "Hepimiz de kazandık. Bunlardan biri bana konuşurken kendilerine gelen notların içinden sınav sorularının çıktığını söyledi. Ancak himmet vermediğim için bana bu notları vermediklerini anlattı" diye konuştu.
'EMNİYETİN ARACI İLE KADINLAR SOHBETLERE TAŞINDI'
15 Temmuz 2012'de Erzurum'da göreve başladığını hatırlatan Duran T., şu itiraflarda bulundu:
"2014 yılına kadar toplantılar devam etti. Bu tarihten sonra ise kendi evlerimizde Hasan kod adlı Bölge Eğitim Araştırma Hastanesi'nde asistan doktor olarak görev yapan Hakan S. imamlığımızı yapmaya başladı. TEM ve KOM'daki arkadaşlar sıklıkla hocalar ile özel görüşmeler yapıyorlardı. Eşim, her ne kadar diğer cemaat üyelerinin eşleri ile tartışmış ise de onların düzenlediği paralı güne devam ederdi.
Hüseyin V.'nin eşi toplantılara resmi araç ile gelirmiş. Toplantı sonrasında ise diğer eşlerle birlikte yine evlerine Emniyet'in araçları ile götürülürmüş. Eşimden öğrendiğim kadarı ile 2014'ten sonra ise Hakan S. bize imamlık, eşi Selver de ablalık yapardı. Eşime ve diğer kadınlara ders verirdi.
Ben bir yıl kadar toplantılara ara verdim. Ancak eşim Safiye, Selver S.'nin yanına gidip gelmeye devam etti. 2016 yılı Ocak ayında Selver eşime, 'senin kocan yüzenden il abisi bana kızdı' demiş. Cemaat adam kaybettiği için eleştiri aldıklarını belirtmiş. Eşime, aylık istişare toplantıları yaptıklarından, il dışından gelen erkek imama rapor verdiklerinden bahsetmiş.
Bu eleştiriden sonra da başta devam olmak üzere her konuda rapor alan imam, Selver'e 'bu adam toplantılara gelmezse üzerine birini salın" diye talimat vermiş. Eşimle Selver'in bu konuşmasından sonra sebepli sebepsiz Ali Y. isimli Dadaşkentte çalışan cemaat mensubu ailesi ile birlikte sürekli bize misafirliğe gelmeye başladı. Bana sürekli 'devrem neden gelmiyorsun' şeklinde sorular soruyordu."
'BÖYLE BİR YAPIYA ÜYE OLMAKTAN PİŞMANIZ'
Erzurum 2'nci Ağır Ceza Mahkemesi'nde dün görülen ilk celseye Duran T. ile ev hanımı eşi Safiye T. yaşadıkları Tekirdağ'dan SEGBİS ile bağlandı. İki çocukları olduğunu ifade eden Duran T., "Bu yapıya Allah, Kuran diye gittik ama hainlik çıktı. Böyle bir yapıya üye olmaktan pişmanız. Hemen polise başvurdum ve yaşadıklarımı anlattım. Benim meslektaşıma silah sıkanlarla işim olmaz. 21 yıldır bu mesleğin içinde gözümü kırpmadan vatan için çalıştım ancak şimdi onların yüzünden hain olarak anılıyoruz.
Sohbetleri atladığımızda 'şefkat tokatı yersiniz' derdiler ama en büyük tokatı biz yedik. Bir kahvede garson olarak çalışıyorum, ne zaman emekli olurum Allah bilir. Yaptıkları nasıl bir akıl tutulması, bu kadar hainliği nasıl yaptılar anlamak mümkün değil. Bunları yapanlar ülkeden kaçtılar sefa sürüyorlar ama ben ihraç edildim, ekmeğimden oldum. Bizim kitabımızda masum insanlara silah sıkmak yok. Türk milleti içerisinden nasıl böyle hain çıktı anlamış değilim. Çok üzgünüm kendimi bıraktım çocuklarımı düşünüyorum. Bizim yediğimiz hainlik damgası yüzünden çocuklarım devlet dairesinde işe giremeyecekler."
CEZA VERİLMEDİ
Safiye T. ise "Biz dış kapının dış mandalıydık. Onlar sefasını sürdü kendimizi kullanılmış hissediyoruz. Allah, Kuran sevdalısı olarak gittik. Vatanımı çok seviyorum canımı feda edebilirim" diye konuştu.
Mahkeme heyeti, iki sanığın 'silahlı terör örgütüne üye olmak' suçunu işlediklerini kabul etti ancak adalete yardım etmek, etkin pişmanlık, haklarında soruşturma yokken kendilerinin gelip yapı içerisinde olduklarını, örgüt mensuplarını deşifre ettiklerini dikkate alarak ceza verilmesine yer olmadığına karar verdi.
Editör: TE Bilişim