Tüm dünyayı saran korona virüs çok sayıda can kaybına neden olduğu gibi, insanoğluna da önemli dersler veriyor. Ve insanların gerçek niyetlerini ortaya koyuyor.
Dünyayı aynı anda kontrolü altına aldı.
Daha önceleri gelişmiş dediğimi Avrupa ülkeleri ve Amerika korona virüsten en çok zarar gören ülkeler oldu.
Oysa Avrupa ülkeleri ve Amerika, iş ve yaşam açısından hep gıpta ile baktığımız, yaşamak için gitmeye çalıştığımız noktalardı.
Şimdi bu ülkelere gitmeyi bir tarafa bırakalım, o ülkelere gidip yerleşen Türk vatandaşları ülkesine dönmek için uğraşıyor.
Sağlık konusunda aksayan yönler olsa da bu süreç Sayın Sağlık Bakanımız Fahrettin Koca ve Bilim Kurulu tarafından iyi yönetildi.
Ancak bu sürecin siyasetçiler tarafından istismar edilmesi hiçte hoş olmadı. Bunu kim yaparsa yapsın aynı kapıya çıkar.
Örneğin, bu süreçte siyasi liderlerin bir birlerine bağırıp çağırma yerine daha nezaketli davranmaları, hep birlikte ülke genelinde tedbirleri almanın daha doğru olacağını düşünüyorum.
Böyle bir zamanda, o belediye o partiden, o belediye şu partiden gibi davranışlar hiç hoş değil.
Sayın Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın özellikle bu dönemde daha iyi bir üslupla birleştirici, bütünleştirici bir tavır sergilemesi gerekir.
Daha virüs ile ilgili tedbirlerin başladığı günlerde, Ak Partili olmayan belediye başkanlarının başlattığı yardım kampanyası devlet tarafından engellenip, Cumhurbaşkanlığı nezdinde kampanya başlatılıyor. Tabi ki Cumhurbaşkanlığı kampanya yapacak. Cumhurbaşkanlığı makamı Türkiye Cumhuriyeti Devleti’dir…
Hadi Millet İttifakı Belediyelerinin kampanyası iptal edildi.
Cumhurbaşkanı’nın Türkiye genelinde parti ayırt etmeksizin yapılacak bir programın belediyeler tarafından uygulanmasını sağlaması gerekmez miydi?
Bakıyoruz İstanbul Büyükşehir Belediye Meclisi’nde çoğunluğu elinde bulunduran Cumhur ittifakı (AKP-MHP) halka gidecek hizmetleri engelleyici kararlara imza atıyorlar.
Belediye’nin yardım kampanyasını engelleyen karar alıyorlar. Bu karar sizin işinize yaramaz. Bırakın bu yardımlar yapılsın, siz takip edin. Bu yapılan işlerde bir usulsüzlük, bir yolsuzluk, bir adam kayırma var mı? V.S.
Siz bunu takip edin…
İstanbul Büyükşehir Belediyesi yardımları durdurduğunu açıkladı. Daha önce altyapı çalışmalarıyla ilgili belediyenin borçlanmasına ilişkin teklifte yine Cumhur İttifakı tarafından reddedilmişti. Meclis çoğunluğu Cumhur İttifakında….
Bizim Milletimiz mağdurları sever. Mağduriyet görüntülerine destek verir.
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı seçildiği sürede o zamanki zihniyet tarafından olur olmadık nedenlerle görevinden alınmış, hapse atılmıştı.
İstanbul gibi bir kente Belediye Başkanı seçilen kim olursa olsun, partisi falan önemli değil. Eğer Bu halk seçmişse ona saygı gösterip, ona göre davranmamız gerektiğin düşünüyorum.
Ha yolsuzluk, arsızlık yapması durumunda tabi ki devletin kurumlarının gereğini yapması gerekir. Ama bu devlet kurumlarının icraatlarını siyasi araç olarak kullanmamamız gerekir.
Geçmişten bu yana bunu kim siyasi amaç uğruna kullanmışsa, er geç altında kalmıştır.
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı döneminde Erdoğan hapse atılmasıydı, belki bugün siyasi hayatında bu kadar büyümesi mümkün olmayacaktı.
Ama Türk Milleti mağdurların arkasında durur. O günlerde Tayyip Erdoğan da mağdur edilmiş bir siyasetçiydi. O günlerde kurucusu olduğu Ak Parti ile Türk siyasetinde adeta devrim yaşattı.
O günden bu güne de halk tarafından tek başına iktidar olabilen bir yapı oluşturdu.
Ancak son zamanlarda yapılan birçok şey, Erdoğan’ı farklı bir yöne götürüyor diye düşünüyorum.
Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı olarak, o makamı kullandığı bazı noktalarda siyasi söylemlerini bırakmalı.
Bu Türkiye’de meslek hayatım boyuna yıllarca siyaset muhabirliği yaptığım için benim yorumum.
Şimdi okuyan birçok kişi, “Sen Reis’ten iyi mi biliyorsun” diyebilir.
****** ******
Şimdi seçim tartışmaları başladı. Cumhurbaşkanı “sahaya iniyoruz” açıklaması yaptı. Seçimin 2023 yılında yapılacağının altını çizerken “Önümüzde 3 yıllık vakit var” dedi.
Gelecek Partisi ve DEVA Partisi 41 ilde ve 41 ilin 3’te birinde teşkilatlanması gerekiyor.
Bir seçenek te Meclis’te grubu bulunması.
İyi Parti kurulduğunda erken seçim kararı alınmıştı. O günlerde CHP iyi Parti’ye milletvekilleri vererek seçime girmesini sağlamıştı.
Şimdi de aynı bir olayla karşılaşılırsa kimse şaşırmasın.
Çünkü Ak Parti tabanından gelen ve Başbakanlık görevlerde bulunan Gelecek Partisi Başkanı Ahmet Davutoğlu ve Ekonomi bakanlığı yapan DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan’ın alacağı yüzde 1’er puanlık oy bile çok önemli.
Çünkü Partili başkanlık sisteminin getirdiği sistem bunu gerektiriyor.
Erdoğan yüzde 51 ile Cumhurbaşkanı olmuştu.
Bugün Ak Parti’ den gidecek yüzde 2 oy düşmesini sağlıyor. Bugün görülen o ki, Cumhur ittifakı tarafında başka bir parti de görülmüyor.
Bu durumda Cumhur ittifakının durumu zor. Onun için bu iki parti seçim şartlarını yerine getirmeden gidilecek baskın seçim Cumhur İttifakı’nın işine yarayabilir.
Ama bu durumda İyi Parti ve CHP’nin Gelecek ve DVEA partilerine grup kuracak milletvekili vererek seçime girişlerini sağlayabilir.
Tabi bu süreçte, bununla ilgili yasal bir değişiklik yapılmaz ise…